Skip to content Skip to footer

Roma, “Ebedi Şehir” olarak adlandırılan ve binlerce yıllık geçmişiyle dünyanın en etkileyici şehirlerinden biridir. Antik Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan bu büyüleyici şehir, tarih boyunca sanat, kültür, mimari ve gastronomi açısından önemli bir merkez olmuştur. Her köşesinde bir tarihi yapı, antik kalıntı veya sanat eseri ile karşılaşabileceğiniz Roma, adeta açık hava müzesi gibidir.

Roma’yı ziyaret etmek, zamanda bir yolculuğa çıkmak gibidir. Bir yanda Kolezyum’un heybetli duvarları arasında gladyatör dövüşlerinin izlerini sürerken, diğer yanda Trevi Çeşmesi’nde dilek tutarak romantik bir gelenek yaşayabilirsiniz. Vatikan’ın büyüleyici sanat eserlerini keşfederken Michelangelo’nun dehasına hayran kalabilir, Pantheon’un devasa kubbesi altında Antik Roma mimarisinin ihtişamını hissedebilirsiniz.

Şehir, sadece tarihi yapılarıyla değil, aynı zamanda canlı sokakları, eşsiz mutfağı ve sıcak atmosferiyle de turistleri kendine hayran bırakır. Dar Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürüyerek gizli kalmış şirin kafeleri keşfedebilir, Trastevere’nin hareketli gece hayatında İtalyan müziği eşliğinde unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.

Roma’ya seyahat etmek, sadece bir tatil değil, aynı zamanda bir kültürel keşif yolculuğudur. Şimdi, bu büyüleyici şehirde mutlaka görmeniz gereken tarihi ve turistik yerlere göz atalım! 🚶‍♂️🏛️✨

1. Kolezyum (Colosseum)

Roma’nın en ikonik yapılarından biri olan Kolezyum, MS 72-80 yılları arasında İmparator Vespasian ve oğlu Titus tarafından inşa edilmiştir. Bu devasa amfi tiyatro, antik Roma döneminde gladyatör dövüşleri, hayvan avları ve büyük gösterilere ev sahipliği yapmıştır. Yaklaşık 50.000 kişi kapasitesiyle, Roma İmparatorluğu’nun en büyük eğlence merkeziydi.
Bugün Kolezyum, Roma’nın en çok ziyaret edilen turistik noktalarından biridir. İçerideki galerilerde gladyatör dövüşlerinin ve Kolezyum’un tarihi hakkında detaylı bilgiler sunulmaktadır. Tavsiyemiz: Uzun kuyruklardan kaçınmak için biletinizi önceden almanız veya rehberli bir tura katılmanızdır.


2. Roma Forumu (Forum Romanum)

Antik Roma’nın politik, dini ve ticari merkezi olan Roma Forumu, tarihi kalıntıları ve etkileyici mimarisiyle büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Burası, imparatorluk döneminde devlet işlerinin görüldüğü, tapınakların, mahkemelerin ve pazar alanlarının bulunduğu önemli bir merkezdi.
Bugün hala ayakta olan bazı yapılar arasında Satürn Tapınağı, Titus Kemeri, Vesta Tapınağı ve Senato Binası yer almaktadır. Kolezyum’un hemen yanında olduğu için, ikisini birlikte gezmek oldukça pratiktir. Tavsiyemiz: Forumun geniş bir alanı kapladığını unutmayın, rahat yürüyüş ayakkabıları giyin!


3. Pantheon

Pantheon, Antik Roma’nın en iyi korunmuş yapılarından biridir ve mimari açıdan büyük bir şaheserdir. MS 126 yılında İmparator Hadrian tarafından inşa edilen bu tapınak, Roma tanrılarına adanmıştır.
Pantheon’un en dikkat çekici özelliği, betondan yapılmış devasa kubbesidir ve ortasında 9 metre çapında bir açıklık (oculus) bulunur. Gün ışığı buradan içeri girer ve iç mekana mistik bir hava katar.
Rönesans döneminde Katolik kilisesine çevrilen Pantheon, ünlü sanatçı Raphael ve İtalya’nın eski krallarından bazılarının mezarlarını barındırır. Tavsiyemiz: Pantheon’un girişinde uzun sıralar olabilir, sabah erken saatlerde gitmek iyi bir fikir olabilir.


4. Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi)

Roma’nın en ünlü ve en büyük çeşmesi olan Trevi Çeşmesi, 18. yüzyılda barok mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak inşa edilmiştir. Nicola Salvi tarafından tasarlanan bu muhteşem çeşme, Roma’nın su kaynaklarını şehre taşıyan Aqua Virgo su kemerinden beslenir.
Geleneksel bir inanışa göre, çeşmeye sırtınızı dönerek sağ elinizle sol omzunuzun üzerinden bir bozuk para atarsanız Roma’ya tekrar geleceğiniz söylenir. İki para atarsanız aşk bulacağınıza, üç para atarsanız Roma’da evleneceğinize inanılır. Tavsiyemiz: Çeşme genellikle kalabalık olur, en güzel fotoğrafları çekmek için sabah erken saatleri tercih edebilirsiniz.


5. İspanyol Merdivenleri (Piazza di Spagna & Scalinata di Trinità dei Monti)

Roma’nın en canlı ve turistik noktalarından biri olan İspanyol Merdivenleri, 1723-1725 yılları arasında Francesco de Sanctis tarafından tasarlanmıştır. 135 basamaktan oluşan bu merdivenler, Piazza di Spagna meydanını yukarıda bulunan Trinità dei Monti Kilisesi’ne bağlar.
Merdivenlerin çevresi, lüks markaların mağazalarının ve şık kafelerin bulunduğu Via Condotti gibi ünlü alışveriş caddeleriyle çevrilidir. Tavsiyemiz: Yaz aylarında merdivenlere oturmak yasak olabilir, dikkat edin!


6. Vatikan ve Aziz Petrus Bazilikası

Vatikan, Roma’nın içinde yer alan bağımsız bir devlettir ve Katolik dünyasının merkezi kabul edilir. En önemli yapılarından biri Aziz Petrus Bazilikası’dır. Michelangelo tarafından tasarlanan devasa kubbesi ve içinde bulunan ünlü Pietà heykeli ile sanatseverler için büyüleyici bir yapıdır.
Vatikan’da ayrıca Vatikan Müzeleri ve Sistine Şapeli bulunur. Sistine Şapeli, Michelangelo’nun ünlü Adem’in Yaratılışı freskiyle süslenmiştir ve ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken sanat eserlerinden biridir. Tavsiyemiz: Vatikan Müzeleri genellikle çok kalabalık olur, biletinizi önceden almak iyi bir fikirdir.


7. Piazza Navona

Roma’nın en güzel meydanlarından biri olan Piazza Navona, barok tarzı mimarisiyle büyüleyicidir. Meydanın en dikkat çekici yapısı, Bernini’nin Dört Nehir Çeşmesi’dir (Fontana dei Quattro Fiumi).
Piazza Navona’da birçok sokak sanatçısı, kafe ve restoran bulunur. Özellikle akşam saatlerinde meydanın atmosferi oldukça romantiktir. Tavsiyemiz: Piazza Navona’da oturup bir İtalyan kahvesi içmek, Roma’da yapılması gereken en keyifli aktivitelerden biridir.


8. Campo de’ Fiori

Burası Roma’nın en hareketli meydanlarından biridir ve özellikle gündüzleri yerel pazarları, akşamları ise canlı barları ile ünlüdür.
Gün boyunca taze meyve, sebze, peynir ve baharat satan tezgahları gezebilir, akşam ise meydandaki restoranlarda İtalyan mutfağının tadını çıkarabilirsiniz. Tavsiyemiz: Pazar alanı sabah erken saatlerde en güzel ve en otantik halini alır.


9. Castel Sant’Angelo (Melekler Kalesi)

Melekler Kalesi, İmparator Hadrian tarafından MS 139 yılında kendisi ve ailesi için bir mozole olarak yaptırılmıştır. Daha sonra, Orta Çağ’da bir kaleye ve Papalık döneminde bir sığınağa dönüştürülmüştür.
Tiber Nehri kenarında yer alan bu yapı, içindeki müzesi ve tepesinden sunduğu muhteşem Roma manzarasıyla mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Tavsiyemiz: Akşam saatlerinde kaleye çıkıp gün batımını izlemek eşsiz bir deneyim olacaktır.


10. Trastevere Bölgesi

Roma’nın en otantik ve bohem semtlerinden biri olan Trastevere, dar taş sokakları, renkli binaları ve geleneksel restoranlarıyla ünlüdür.
Burada dolaşırken tarihi kiliseleri ziyaret edebilir, yerel trattoria’larda otantik İtalyan yemekleri yiyebilirsiniz. Tavsiyemiz: Geceleri bölgedeki barlar ve restoranlar oldukça hareketlidir, dolayısıyla akşam saatlerinde gitmek güzel bir tercih olabilir.


Roma’da gezilecek yerler saymakla bitmez! Şehri keşfederken bol bol yürüyüş yapabilir, İtalyan mutfağının en güzel örneklerini tadabilir ve tarihi atmosferin keyfini çıkarabilirsiniz. Bu büyüleyici şehirde unutulmaz bir seyahat geçirmenizi dileriz! 🏛️✨